BAŞKAN PEKEL: “BANDIRMASPOR BİZİM GÖZBEBEĞİMİZ”
Belediye Başkanı Sedat Pekel, geçtiğimiz günlerde AKP tarafından düzenlenen bir toplantıda Belediye ve Gençlik Spor Vakfı’nın Bandırmaspor’a olan yaklaşımını eleştiren Kulüp Başkanı Mehmet Kılkışlı’ya yazılı bir açıklama ile yanıt verdi.
Başkan Pekelin açıklaması şöyle:
“Bu kentin takımı olan Bandırmaspor Kulüp Başkanı’nın, hem bir siyasi partinin düzenlediği toplantıda konuşma yapıp hem de “Burada söyleyeceğim sözlere siyasi anlamlar yükleyerek farklı yönlere çekmeyin” diye söze başlaması dikkat çekici bir çelişkidir.
Siyaset üstü bir kurum olması gereken Bandırmaspor Başkanı olarak, önemli bir seçimin hemen öncesi, bir siyasi partinin düzenlediği toplantıda konuşma yapan bir kişinin, hem böyle bir kaygıyı dile getirip hem de birilerinin duymak istediği cümlelerle konuşması gerçek niyetini açıkça ortaya koymuştur.
Sayın Başkan, Bandırmaspor ile ilgili isteklerini ciddiye almadığımızı iddia ediyor. Bu iddiayı asla kabul etmiyorum. Bandırmaspor bu kentin göz bebeğidir. Kulüple ilgili her istek de ciddiye alınır ve gereği yapılır. Bugüne kadar da böyle olmuştur.
Ama Sayın Başkan herhalde Bandırmaspor’un profesyonel bir kulüp olduğunu göz ardı ediyor. Bu profesyonel kulübün profesyonelce yönetilmesi gerekiyor. Kötü yönetimden kaynaklanan sorunlar nedeniyle başkalarının sorumlu olarak gösterilme çabasını anlamak mümkün değil.
Belediye olarak yasaların elverdiği ölçüde Bandırmaspor’a her türlü katkı ve yardım bugüne kadar yapılmıştır. Bundan sonra da yapılacaktır. Ama bizden yasaların izin vermediği bazı talepleri karşılamamızı beklemenin ve yasalara uygun davrandığımız için suçlu göstermenin hiçbir mantıklı açıklaması olamaz.
Eğer Sayın Başkan belediyelerin desteği olmadan profesyonel kulüplerin yönetilemeyeceği düşüncesinde samimi ise, Bandırmaspor’a seçim öncesi 100 bin TL prim vermesini istediği Balıkesir Büyükşehir Belediyesi AKP Başkan adayı ve aynı zamanda AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Edip Uğur’dan bu konuda da adım atmasını isteyebilir. Hükümet olan onlar. Bu konuda kanun çıkarsınlar, herkes bu kanuna göre uygulamalar yapsın ve sorunlar çözülsün. Olay bu kadar basit. Bandırmaspor Başkanının 100 bin TL pirim istemesi, bir kerelik karın doyurmaktır. Böyle bir yasal düzenleme ise balık tutmayı öğretmektir. Hangisinin daha mantıklı olduğunun kararını kamuoyuna bırakıyorum.
Bandırmaspor’a daha önceki belediye yönetiminde sağlanan olanaklar bizim dönemimizde de sürdürülmüştür. Özellikle caddelerde uygulanan otopark ücretleri konusunda belediye olarak bizi de zor durumda bırakan fahiş fiyatlara karşın, ödeme noktasındaki sıkıntılara karşın Bandırmaspor’a katkı olması nedeniyle bunu göğüsledik.
Ama buraları gerektiği gibi işletememelerinin suçlusu da biz değiliz.
Biz göreve geldiğimizde caddelerdeki otopark hizmetlerini Bandırmaspor yürütüyordu. Daha sonra Belediyeye dilekçe vererek buraları işletemediklerini kendileri ifade etti. O toplandaki konuşmasında, caddelerde uygulanan otoparkları belediyeye geri vermek istediklerini kulüp başkanı kendisi de söylüyor.
Bandırmaspor’un bu dilekçesi üzerine de caddelerdeki otoparklar için açık bir ihale yapıldı. Caddelerde uygulanacak otopark işletmesi için yapılan ihale, yasal prosedüre uygun olarak yapılmıştır. Eğer çok isteseydiler Bandırmaspor olarak onlar da bu ihaleye girebilirdi. Onlara kimse bu ihaleye giremezsiniz demedi.
Bu uygulama kentimiz için hazırlanan Trafik Master Planı’nın bir gereğidir. Ana caddelerdeki trafik ve otopark sıkıntısına da çözüm olmuştur. Uygulamadan halkımız genelde memnundur.
Ama onların amacı başka. Yanlış transfer politikaları ve plansız bazı adımlar nedeniyle ekonomik anlamda zor duruma soktukları Bandırmaspor’u, siyasete alet ediyorlar.
Vakıf olarak Bandırmaspor’a yaptığımız katkılarla ilgili de kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorlar. Gençlik Spor Vakfı olarak Bandırmaspor’a 560.000 TL ödeme yaptık. Ayrıca Vakfa ait olan 55 dönüm büyüklüğündeki araziyi de antrenman sahası yapmak üzere Bandırmaspor’a verdik. Sahanın hazırlanması konusunda da belediye olarak desteklerimiz oldu.
Sadece Bandırmaspor’a değil amatör kulüplerimize de sahip çıktık. Bu kulüplerimizde spor yapan çocuklar bizim çocuklarımız, ülkemizin geleceği. Onların kötü alışkanlıklardan korunması, enerjilerinin doğru yönlendirilmesi ve her branştan başarılı sporcular yetiştirilmesi için amatör kulüplerimize de ciddi parasal katkılar sağladık. Başka bir gelir kaynakları olmadığı için onlara yardım yapmamız vakıf olarak bizim asli görevimizdi.
Bu katkıların basında yer almasını “şov” olarak nitelendiren anlayışla Bandırmaspor hiçbir yere gidemez. Bu asla bir şov değil, vakfın çalışmalarının kamuoyuna aktarılmasıdır. Biz şov yapılacak zamanı da çok iyi biliriz ve şovun alasını yaparız. 30 Mart akşamını bekleyin.
Bandırmaspor sezon açılışı ve maçlarında bize taraftarlarımızın gösterdiği büyük destek, alkış ve sıcak sevgi, Bandırmasporu nasıl sevdiğimizin en önemli kanıtıdır.
Şu an Vakfın malı olan iş merkezinin Bandırmaspor’a kazandırılmasının hikayesini de hatırlatmakta yarar var. Benim de Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptığım 1984-1989 döneminde, Bandırmaspor’un kötü yöneticiler elinde haciz kıskacına itilmesi üzerine, bu binanın bulunduğu alan Belediye tarafından ciddi bir bedelle satın alınmıştır. Eğer bu yapılmasaydı bu yer hacizle satılacaktı.
Belediyenin elinde kalan bu yer daha sonra Durgut Ergin döneminde Belediye tarafından sembolik bir bedelle Gençlik Spor Vakfı’na satılmıştır. Daha sonra vakıf tarafından buraya yap işlet devret modeliyle bugünkü alışveriş merkezi yapılmıştır. Vakıf yönetimi olarak biz kira alma süresini 10 yıl önceye çekerek aylık 20. 208 TL kira gelirine kavuşturduk.
Bandırmaspor kulüp Başkanı, Vakıf yönetimiyle de ilgili ilginç tasarruflarda bulunuyor. Vakıf Başkanlığı’nı Belediye Başkanından alıp asıl sahibine iade edecekmiş. Bu gücü nerden alıyor ki? Genel kurul iradesini hiçe sayan bu anlayış gerekli yanıtı mutlaka alacaktır.”
